Perşembe, Kasım 28

Ulu Önder Atatürk’ün en büyük eseri: Cumhuriyet 101’inci yaşına giriyor! – Türkiye’den son dakika haberleri

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkmasıyla yakılan bağımsızlık meşalesi, Türk milletinin verdiği büyük mücadele sayesinde hâlâ yanmaya devam ediyor.

Yeni Türk devletinin varlığı 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması ile onaylanmıştır.

13 Ekim 1923’te, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ikinci dönem için toplanmasından 2 ay sonra Ankara, Türkiye’nin yönetim merkezi oldu. Artık mevcut rejimin adını açıkça ilan etmek ve yeni devletin başkanını seçmek gerekiyordu.

O güne kadar Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin başkanlığını yaptı. Öte yandan bazı yabancı ülkeler, Lozan Antlaşması’nın onaylanmasıyla birlikte Türkiye’deki yeni devlet rejiminin daha net tanımlanmasını istiyordu.

27 Ekim 1923’te Mebusan Meclisi’nin istifası ve Meclisin güvenini kazanacak bir kabine listesinin oluşturulamaması da sorunun acilen çözülmesini gerektiriyordu.

“YARIN CUMHURİYET İLAN EDECEĞİZ”

28 Ekim 1923 akşamına kadar hükümet kurulamadığından Mustafa Kemal Paşa, Latife Hanım’a Çankaya Köşkü’nde arkadaşlarına sofra hazırlattı.

Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşa, Ali Fuat Paşa, Halit Paşa, Kemalettin Sami Bey’in de katıldığı yemekte yaşananları konuşmasında şöyle anlattı:

“Geceydi… Çankaya’ya gitmek üzere Meclis’ten çıkarken koridorlarda beni bekleyen Kemalettin Sami ve Halit Paşa ile karşılaştım. Ali Fuat Paşa Ankara’dan ayrılırken o günkü gazetede onların buraya geldiğini yazmıştı. Ankara, ‘Bir veda ve bir doğum günü’ başlığı altında ‘Hoşgeldiniz’ başlığını okudum. Benimle konuşmak için geç saatlere kadar orada beklediklerini anlayınca, Milli Savunma Bakanı İsmet Paşa ve Fethi’ye haber verdim. Bey’e benimle Çankaya’ya gelmelerini söyledim. Çankaya’ya gittiğimde beni ziyarete gelen Rize Fuat vekili ve Afyonkarahisar vekili Ruşen Eşref Bey ile tanıştım.

Yemekte “Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” dedim. Orada bulunan arkadaşlar da hemen bu fikrime katıldılar. Yemeği bıraktık. O andan itibaren arkadaşlarıma nasıl davranmaları gerektiği konusunda kısa bir program yapmaları talimatını verdim. Yaptığım programın uygulamasını ve verdiğim talimatları göreceksiniz.

Beyler, görüyorsunuz ki, Cumhuriyetin ilanına karar vermek için Ankara’daki bütün dostlarımı onlarla buluşup tartışmaya davet etme zorunluluğunu ve zaruretini hiçbir zaman görmedim. Çünkü gerçekte ve doğal olarak benim gibi düşündüklerinden hiç şüphem yoktu. Ancak o dönemde Ankara’da bulunmayan bazı kişiler, yetkileri olmasa bile, kendi bilgileri, görüşleri ve rızaları olmadan cumhuriyetin ilan edilmesini bize kızmak ve aramızdan ayrılmak için bir sebep olarak değerlendirdiler. “

“TÜRKİYE CUMHURİYETİ MUTLU, BAŞARILI VE MUTLU OLACAK”

O gece Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşa ile birlikte ülkenin bekası için 1921 Anayasası’nın bazı maddelerinde değişiklik yapan kanun tasarısını hazırladı.

TBMM’de “Türk devletinin yönetim şekli cumhuriyettir” hükmünü içeren tasarıya ilişkin konuşmaların ardından saat 08.30’daki oturumda hazır bulunan 158 üyenin tamamının oyu ile cumhuriyetin ilanı kabul edildi. öğleden sonra . Cumhuriyetin ilanı “Yaşasın Cumhuriyet” sesleri ve alkışlarla karşılandı.

Bu nedenle yeni devletin yönetim tarzı tüm açıklığıyla onun adını almıştır. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesi artık devlet yönetiminde en açık şekliyle yerini bulmuştur.

Daha sonra başkanlık seçimleri başladı. Yapılan oylamada 158 mebusun tamamının oyunu alan Gazi Mustafa Kemal Paşa, TBMM tarafından yeni Türk devletinin ilk cumhurbaşkanı seçildi. Daha sonra kürsüye çıkan Mustafa Kemal Paşa, “Türkiye Cumhuriyeti mutlu, başarılı ve muzaffer olacaktır” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

Böylece devletin adı ve rejimi konusundaki tartışmalara son verilmiş, başkanlık meselesi çözüme kavuşturulmuştur. Hükümetin kuruluş şekli yeniden düzenlendi.

Buna göre cumhurbaşkanı başbakanı atayacak, başbakan da bakanlarını seçip cumhurbaşkanının onayına sunacaktı. Bu uygulamayla parlamenter rejim yerini parlamenter hükümet sistemine bıraktı.

“MİLLİ GÜN” OLARAK KUTLANMAYA BAŞLIYOR

İsmet İnönü ilk hükümeti kurmakla görevlendirilirken, Fethi Okyar TBMM başkanlığına seçildi.

Türk halkı 29 Ekim’i 30 Ekim’e bağlayan gece cumhuriyetin ilanını kutladı. 26 Ekim 1924’te yayımlanan fermanla cumhuriyetin ilanının 101 top atışı ve yapılacak gösterilerle kutlanması kararlaştırıldı.

Karar doğrultusunda kutlamaların başlangıcı 29 Ekim 1924 olayları oldu.

Dışişleri Bakanlığı, 2 Şubat 1925 tarihli yasa tasarısı ile 29 Ekim tarihinin tatil olmasını önerdi. Teklif, TBMM Anayasa Komisyonu tarafından incelendi ve 18 Nisan’da karara bağlandı.

Teklifin Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 19 Nisan’da kabul edilmesiyle 29 Ekim, 1925 yılından itibaren “milli bayram” olarak kutlanmaya başlandı.

Türkiye Cumhuriyeti 2024 yılından itibaren 101. yılını coşku ve inançla kutlayacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sponspor Bağlantılar: