Nihayet 3,5 ay önce Özgür Özel CHP genel başkanı seçildiğinde Ankara Spor Salonu’ndaydık. Oda tüm stantlarla doluydu. Taraflar her iki tarafta da tribünlere yerleşirken, başkanlık yarışı tamamlanana kadar kamuoyunda heyecan azalmadı. Aday tanıtım toplantısı beklenenden bir saat geç başladı. Odaya girdik, oda bomboştu. Tribünlerin önemli bir kısmı boştu.
Başkan Özel’in sahneye çıkıp belediye başkanlarından alkış istemesiyle coşku daha da arttı. Salondan ve cumhurbaşkanının konuşmasından kojenerasyondaki değişimin bitmediği, bir anlamda yeni başladığı anlaşılıyor.
Bakmak
TARTIŞMALAR
Genel seçim yenilgisinin ardından diğer partilerde çok fazla değişiklik olmasa da CHP’nin lideri değişti. Ancak bu değişimin sancılı olmaması kaçınılmazdır. Türkiye yerel seçimlere hazırlanıyor, CHP son yerel seçimlerde başarılı olan bir parti. Yeni genel merkez yönetimi mevcut yerel yöneticilere ne kadar değer verir? Burada beklentiler tıkandı, küresel bir değişim yaşandı. Özellikle CHP’nin kazanmakta zorluk çekmeyeceği seçim çevresi değişikliği konusunda tartışmalar yaşanıyor. CHP lideri Özel, konuşmasında tartışma yaratan isimleri “3-5 kişi” olarak nitelendirdi.
SİYASETİN NİŞANLARI
Burada bazı tartışmalı isimler öne çıkıyor. Bunlar uzun süre CHP’nin en üst kademelerinde görev yapmış, etkili mevkilerde bulunmuş kişilerdir. Uzun süre parti siyaseti ile uğraşıp partinin her türlü başarı ve başarısızlıklarına ortak olduktan sonra sert eleştirilerle istifa etmek doğru görülmemektedir. Nedense seçim ve kongre dönemlerinde bazı aktörler sürekli “CHP’nin özünden uzaklaştığını” eleştiriyorlar. Ancak siyasetteki düzensizlik uzun zamandır her parti için geçerli. Usulsüzlüklerin yanı sıra, objektif kriter olarak getirilen bazı standartlar bile suiistimal edilebilmektedir. Ön seçimlere bu açıdan bakmak faydalı olacaktır.
“BEN OLMAZ” TUTUMU.
Bütün başarısızlıklara rağmen “bensiz siyaset olmaz” tavırları ne kadar doğru? İstifa kişisel bir seçenektir ancak sonradan kitlelerin umudunun zedelenmemesi gerekir. Partiden ayrılan, kendi yoluna giden, tekrar koşma fırsatı verip bir daha arkasına bakmayanlar var. Yapılanların doğru mu yanlış mı olduğunu seçim sonuçları ortaya çıkaracak.
Gelişmelere baktığımızda kojenerasyonun henüz değişimi tamamlamadığı ve değişimin tam kalbinde yer aldığı ortaya çıkıyor. Adaylar bölgelerindeki parti örgütleri ve belediyelerle henüz tam bir dayanışma kurmayı başaramadılar. Bu durum dün tanıtım toplantısının yapıldığı salona da açıkça yansıdı. Yerel seçim sonuçlarına bağlı olarak parti yeni dengelere doğru hareket edebilir.
Son haftaların en çok konuşulan konularından biri de Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın yeniden seçilmesi oldu. Savaş aslen CHP’li bir siyasetçi değil. Bir dönem AKP’li belediye başkanlığı yaptıktan sonra Kılıçdaroğlu döneminde CHP tarafından iki kez aday gösterildi ve kazandı.
SAVAŞ DEĞİŞECEK Mİ?
Ancak Hatay CHP tabanında Savaş’a karşı sürekli bir tepki oluştu. Samandağı, Defne, Antakya, Arsuz gibi bölgelerde seçim öncesinde bunu fark etmek çok da zor olmadı. Oylar savaş lehineydi, ancak sonrasında sert eleştirilerde eksiklik yaşanmadı. Savaş’ın “CHP’lileri umursamadığı, yerel yönetimleri ve milletvekillerini belirlediği” yönünde çok eleştiri duyduk. Kılıçdaroğlu döneminin mirası olan ve yeni yönetimin en büyük baş ağrısını yaratan Lütfü Savaş sorunu bu hafta sona erecek gibi görünüyor.
21 yıllık yenilginin ardından muhalefet partilerinde kadro ve yöntem değişikliğinden daha doğal bir şey olamaz. Mevcut yönetimin değişimi ne kadar iyi ve doğru yönettiğini seçim sonuçları ölçecek. Ancak değişimin yeni değişimlere yol açacağına dair işaretler var. Beklenen, “mevcut dengeyi bozmayacak, muhalefet tabanının umudunu canlı tutacak” bir değişiklik.